İnsanın iyi veya kötü olarak vasıflandırılmasına yol açan manevi nitelikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya koyduğu iradeli davranışlar bütünü; ahlak, huy, seviye, mizaç, tabiat, yaratılışları manalarına gelen ’’Hulk’’ kelimesinin çoğuludur. Terim olarak ’’güzel huylar, güzel davranışlar’’ demektir.
Müslümanların ahlakı, Kur’an-ı Kerim’e ve peygamberimizin örnek yaşayışına dayanır. Bunun için İslam Ahlakı, bir iman ahlakıdır. Bu ahlak, vazife şuuru, sorumluluk duygusu ve ahirette hesap verme inancına dayanır. Dinimizin gayesi, ahlakı güzelleştirmek, ruhu ve kalbi kirlerden korumaktır.
Ayrıca ahlak, yeme içme, sohbet, yolculuk gibi günlük hayatın çeşitli alanlarıyla ilgili davranış biçimlerine. Bunlara dair öğüt verici kısa ve hikmetli sözlere ve bu sözlerin derlendiği eserlere edep veya adab denilmiştir.
İslam büyükleri, güzel ahlakı; ’’Güler yüzlü olmak, insanların kalbini kırmamak, kimseyle münakaşa etmemek, müslümanlara su-i zan (kötü zanda) bulunmamak, cömert olmak ve dine hizmet diye tarif etmişlerdir.
İslam ahlakının bu dinamik yapısı, insanın kaygılarını ve özelliklerini dikkate alan, bununla birlikte ona, içinde bulunduğu durumdan daha ideal olana doğru yükselme imkanı sağlayan kapsamlı ve uyumlu bir ahlak olduğunu gösterir. Kişinin fazilet ve kemal derecesine bağlıhayırlarıda vardır. Ahlak, bilgi ve fazilet bakımından sürekli bir yenilemedir. Bunun için insan, Kur’an-ı Kerim’e göre, öncelikle inanç sevgisi kazanmalı, fenalıklardan ve isyankarlıktan nefret etmeli, iç dünyasını Allah şuru ile huzura kavuşturmalıdı. Bu suretle Allah şuuru insana ahlakı ve manevi hayattan zevk alma, hatalarının farkına varma, onlardan yüz çevirme ve Allah’dan bağış dileme fırsatı sağlayacaktır. Insan gaye bakımından çıkar kaygılarını aşması, hatta cennet ümidi ve cehennem korkusundan da ötesinde bütün düşünce ve davranışlarını Allah’ın emrine ve rızasına uygun düşüp düşmeyeceği açısından değerlendirmesidir.
İnsanlık şükrü, zikri ve hatta ruhunu unuttuğu bir dönemi yaşamaktadır. Ruh güzelliğine ulaşmayan insan, aklıyla çıkar uğruna başkalarına zulüm eder. Halbuki insanlığın ruhuyla kemale ulaşmış dünya ve ahiret dengesini sağlamış örnek nesillere ihtiyacı var.
İslam güzel ahlaktan ibarettir. O halde müslüman güzel huy sahibi olacak. Elinden cömertlik, dilinden inciler saçılacaktır. Alemde müslümanın örnek olacağı, yolundan gideceği, canından aziz bileceği tek insan vardır. O’ da iki cihanın sadeti, güneşi, mahşer güneşinin seyyidi, bütün varlıkların en hayırlısı Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimizdir.
Çünkü O’nun mislini ne gökler, ne de yerler görmemiştir.
Müslüman olarak, mümin olarak, insan olarak, yaşamanın prensipleri, edepleri vardır. Edeb, başlarda parlayan bir tacdır ki, sultanların tacı O’nun yanında sönük kalır. Güzel ahlak ve güzel edebin, insanı meleklerin gıbta edeceği bir mertebeye çıkardığını görmek istermisiniz. O halde Efendimizi Rehber edinelim.